Nepotizm, son zamanlarda fazlasıyla duyduğumuz özellikle siyasi hayatımızın en büyük hastalığıdır.
Belirli bir makama gelenler ehliyet, liyakat, emek, hak gibi kavramları hiçe sayarak tek özelliği kendi yakını olmak dışında vasıfları bulunmayan kişileri hak etmedikleri halde belirli makamlara getirmeleridir.
Siyasi Nepotizm: Nepotizm kelime anlamı olarak; öznel ve adil olmayan ayrımcılık demektir.
Türk Dil kurumu bu kavramı arkadaş veya akraba kayırma olarak tanımlamıştır.
Bu konuda bugünleri yıllar önce gören ve uyaran Nizamülmülk, yöneticilere şu uyarıyı yapmış." Yönetici,yapacağı işlerde Allah'ın rızasını gözetmeli,O'nun emrine boyun eğerek, yoluna ve kuluna hizmet etmelidir"
Temennimiz odur ki Türk siyasi hayatının nepotizm hastalığından bir an önce kurtulmasıdır. Siyaset ve bürokrasi de atamaların eş dost ve adamcılık değil ehliyet liyakat üzerine olmasıdır.
Böyle nepotist bir yaklaşım sergileyen siyasetçiler, yöneticiler hem kul hakkı yemiş oluyor hem de yaşadıkları ülkenin, ilin, kentin ve mahallenin geleceği ile oynamış oluyor.
Siyasi nepotizme daha somut bir örnek verecek olursak; bir siyasi, karar verici kendi ilçesine belediye başkanı adayı belirlerken partiye emek vermiş teşkilatta yıllarını geçirmiş sahada alın teri dökmüş kendi partisi dışında da halkta da karşılığı olan birisi yerine sadece kendi eşi, yakını, dostu olduğu için teşkilata partiye zerre emeği olmamış kişiyi belediye başkanı, milletvekili, meclis üyesi ve benzeri görevlere aday göstermesi de bu anlamda günümüze uyan en iyi örnektir.
Aslolan sadece siyasi hayatımızda değil toplumsal hayatta da liyakatın ön plana çıkacağı şekilde bir tarz belirlenmesidir.
Aksi durumda ise;
Ehliyet ve liyakat sahibi olmayan bu kişilerin belli makamlara getirilmesi sahip oldukları makamın işlevselliğin de zarar görmesine ve o makamdan hizmet bekleyenlerin hayal kırıklığına uğramasına sebep olmaktadır...