Son yıllarda, her alana ilişkin, çeşitli sesli ve görsel efektler eşliğinde, geleceğe dair,  kimi zaman vurgulu kimi zaman ütopik konuşmalar yapan akademisyen, uzman veya stratejistlerle tanıştık. Onları izledikçe veya dinledikçe, kimi zaman bir bilim kurgu filminde kimi zaman ise zaman kapsülünde hissettik kendimizi.

Oysaki anlattıkları dijitalleşen endüstri yaşamının sosyalleşen toplum kalitesine yansımasıydı. Yani uzaklarda veya zamanın ötesinde olan değil, bizatihi içerisinde yer aldığımız yaşamın içinden öne çıkan kesitler.

Önceleri kim bunlar, nereden çıktılar derken, sonradan Fütürizm alanı ve Fütürist unvanları ile karşılaşmaya başladık. Aslında yeni bir keşif veya buluş olmayan bu kavram, 20. Yüzyılın başlarında İtalyan tasarımcılar sayesinde ortaya çıkmıştı. Ve Fütürizm aslında, modern sanat ve toplumsal hareketler sahasında doğan bir akımdı. Özellikle resim, heykel, seramik, grafik tasarım, iç mimarlık, sanayi ürünleri tasarımı, edebiyat, müzik, tiyatro, film, tekstil, moda, mimarlık ve gastronomi alanında karşılık bulmuş, yaygınlaşmıştı. Bu akımın kayıt altına alınmış temel amaçlarına bakacak olursak; Geçmişteki estetik değerleri ve gelenekleri bütünüyle ret eden, dünyanın geleceğinin “Modernlik” olduğunu savunan, ülkeleri (özellikle İtalya’yı) geçmişin ağırlığından ayırıp modernleştiren ve özellikle “Şehirleşmiş Medeniyet”, “Makineleşme” ve “Sürat” kavramlarını toplumsal hayatta bir temel hale getiren bir yol üzere devam ettiler.

Ülkemizde 21. Yüzyılın ilk çeyreği sonlarında tanıştığımız bu kavram, bizim tanımadığımız süreçte hemen hemen her alana yayılarak, bu sahadaki profesyonellerin hünerli ellerinde yoğrularak, dünya insanlığına görsel lezzeti üst seviyede sunulmuştur. Bu yeni alanı kurgulayan senaryo sahipleri, Fütüristik tanımını, Köken olarak, Latin dillerindeki “futur”, “futura” kelimelerinden esinlenerek, kendi zamanına göre ileriyi öngörebilen, ilerici-modern çizgiler taşıyan şeklinde kayıt altına almışlardır.

Ülkemizde özellikle Covid-19 ve sonucunda oluşan pandemi süreci ile üst seviyede ilgi çeken bu alan, dikkatle takip edilir, izlenir ve paylaşım kaynağı hale gelmiş bir durumdadır. Bu alanda, COBOTS (Robot-Human(İnsan) Collabration(İşbirliği)) olarak tanımlanan gelişmelerin daha fazla lanse edildiği uygulamalar, toplumumuz nezdinde daha fazla ilgi çekmiş durumdadır. Ancak, dünyadaki üst seviye uzmanların daha fazla ilgi gösterdiği alan ULUSAL GÜVENLİK RİSK ve EKONOMİ SENARYOLARI üreten, bu yönde gelecek tahminlerinde bulunan fütüristlerdir. Belirsizlik ana unsurunun, hayatımızın her noktasında kendisini çokça hissettirdiği bugünlerde, özellikle ikinci ve üçüncü dünya coğrafyaları başta olmak üzere, henüz kapasite anlamında oldukça boş sahaya sahip bu alan, istilaya uğramaktadır.

Yeni Normal Dönemi ile birlikte, kurgulanan senaryoda başrol ve figüranlık savaşlarının yaşandığı asla unutulmamalıdır. Tabiri caizse, bu yarışta her yol mubahtır ilkesi ölçüsünde milletler mücadelesi had safhadadır. Kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin hayata geçmesi öncesinde, birçok devletin mevcut durum analizi aşamasında bulunduğu bugünlerde, Fütürizm ve fütüristler ile akım, teknoloji ve yol haritalarına yön verme çalışmalarına karşı uyanık, dikkatli ve tedbirli olmak hayati önem arz etmektedir.

Üstlenilmesi gereken en önemli görevin, bu manipülasyon ve yön eylem çalışmalarına karşılık, yerli, milli ve özgün hamleler üretmek olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Üretim kavramının, bedensel aktiviteden öteye, akli ölçekteki kıymetinin daha fazla olduğunun farkındalığı ise zaruriyettir.