irpmedya @ gmail.com

 

Beslenme, biyolojik gereksinimle beraber psikoloji ile de ilgilidir. Duygusal yeme; yalnızlık, stres, depresyon, anksiyete gibi olumsuz duygular karşısında normalden daha fazla yemek yemeye neden olan bir yeme bozukluğudur.

Duygusal açlıkta; açlık hissi, öğün zamanı ya da gereklilik olduğu için değil sadece öfke, kaygı, stres, depresyon gibi duygulara karşılık olarak besin tüketilir. Duygusal açlıkla beraber tıkınırcasına yeme bozukluğu da sıklıkla görülür.

Can sıkıntısı durumu da genel olarak iştahın artması ve daha çok besin tüketilmesiyle sonuçlanır.

Duygusal açlık sırasında şeker ve yağ içeriği yüksek olan besinler daha fazla tüketilmektedir. Karbonhidrat tükettikten sonra duygu durumunda iyileşmeler olmaktadır.

Fizyolojik olarak açlık varsa, diyet yaparken kendinizi aç bırakıyor ve kısıtlayıcı besleniyorsanız kan şekeriniz düşer ve mideniz kazınır. Bu durumda yemek yemeniz normaldir. Olumsuz duygular içerisindeyken tok olmanıza veya yemek yemiş olmanıza rağmen besin alımına yöneliyorsanız duygusal açlıktan bahsedebiliriz.

Fiziksel açlığın belirtileri vücutta kademeli olarak ortaya çıkarken duygusal açlık bir anda ortaya çıkar. Kişi fiziksel açlık sırasında küçük bir parça besin ile açlığını erteleyebilirken duygusal açlıkta arzu edilen besini ertelemeden o an tüketme ihtiyacı hisseder. Eğer, kişi duygusal boşluğu doldurmak için besin tüketiyorsa tok olsa dahi yemeye devam eder.

Duyguların kontrolünü sağlamak için besin tüketen bu kişiler yemek yerken kendilerini iyi hissederken bir süre sonra suçluluk hissedip bu döngüyü tekrar ederler. Ancak fizyolojik açlıkta bu suçluluk hissi yaşanmaz. Bunun yanında yalnızlık duygusu ile duygusal yeme iç içedir. Kişi yaşamındaki boşluğu doldurmak amacıyla sürekli besinlere yönelip kilo alabilir bunun akabinde özgüvenin azalmasıyla birlikte toplumdan çekilme, sosyal faaliyetlerde azalmalar görülebilir. Bunun sonucunda birey daha da yalnızlaştıkça daha fazla yemeğe ihtiyaç duyar, yalnızlık da bu kısır döngüyü tetikler.

Genel olarak karbonhidrat oranı ve kalorisi yüksek yiyecekler olumsuz duyguları bastırarak kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Kişi duygusal açlık anlarında bu besinlere yönelir ve ilk etapta rahatlamış hissetse de aslında bu basit karbonhidratlı besinler kan şekerini aniden yükseltir, stresi tetikler.

Olumsuz duygulara karşı hızlıca tıkınırcasına yeme durumu gösterdikten sonra kendinize kızıyorsanız bu kısır döngüden çıkmak için aşağıdaki metotları uygulayabilirsiniz.

Duygusal yeme durumunda farkındalıkla hareket edebilmek için kendinize bazı sorular sorabilir hatta yazarak not alabilirsiniz.

Eğer yemek istiyorsanız kendinize “gerçekten aç mıyım?” diye sorun.

Açlık seviyenize 0-10 arası bir puan verin ve kendinize en son ne zaman yemek yediğinizi sorun. Yemekten sonra 3-4 saat geçtiyse fizyolojik açlık ihtimali mevcuttur.

Fiziksel olarak açlığınız varsa sağlıklı bir öğün ile karnınızı doyurmak yeterli olacaktır.

Karnınız tok ama kendinizi iyi hissetmek için canınız kek, çikolata, cips gibi karbonhidrat ya da şekerli gıdalar istiyorsa durup kendinize “ şu anda nasıl hissediyorum, aslında neye ihtiyacım var?” diye sorun.

Cevabınız “kendimi stresli/kaygılı/yalnız/kızgın hissediyorum” ise bu duygularınızı, ne yediğinizi, yemekten önce ve sonra ne hissettiğinizi/düşündüğünüzü not alın. Yemek yeme yerine dikkatinizi başka bir alana çevirin. Duygusal açlık fark edildiğinde kendinize iyi gelen (müzik, yürüyüş gibi) aktivitelerle bu davranışın önüne geçebilirsiniz.

Tüm bunların farkına varabilmek için kendinizi yargılamadan gözlemlemeniz gerekmektedir.

Yakınınızda abur cubur gibi sağlıksız ve kalorili gıdaları bulundurmak yerine sağlıklı alternatifler bulundurmak faydalı olacaktır.

Kendinize yasaklar koymayın. Yasaklar koyup kısıtlanmış hissetmek duygusal yeme atağını tetikleyebilir.