İMO Bursa Şubesi tarafından 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 24’üncü yıl dönümünü anmak ve deprem gerçeğini hatırlatmak için Bursa Teknik Üniversitesi işbirliği ile resim sergisi ve panel düzenledi. BTÜ Öğr. Görevlisi Alper Keskin’in 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nde bölgede çektiği fotoğraflardan oluşan resim sergisinin gezilmesinin ardından Şube Konferans Salonunda gerçekleştirilen “17 Ağustos’tan 6 Şubat’a Paneli”nde akademik bakış açısı ile neler değiştiği ele alındı. Panele, İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu ve üyelerin yer aldığı panelde Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’te katıldı.

Bursa Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Eyübhan Avcı, Dr. Öğr. Üyesi Melih Sürmeli ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kamil Bekir Şevket Durmaz, depreme hazır olmak için zemin konusunda yapılması gerekenleri anlattı.

 

Deprem Nedeniyle Hasar Oluşumunda Zeminin Etkisi Ve Zemin İyileştirmenin Önemi sunumunu yapan Doç. Dr. Eyübhan Avcı, deprem haritasında Konya’nın kırmızı renkte olmamasına rağmen geçtiğimiz aylarda deprem meydana geldiğini hatırlatarak, “Şu an ülke olarak tüm şehirlerimiz depremden etkilenecek pozisyonda biz daha çok “Şurada deprem olacak, burada deprem olacak” diye bakacağımıza yapılarımız depreme dirençli mi? Bunu sorgulamalıyız. Örnek modelimiz Japonya var. Deprem olduğunda insanlar evlerinden çıkmıyorlar. Depremin geçmesini bekliyorlar. Yapıları depreme dirençli. Bizim kaçımız yapılarımıza güveniyoruz?” dedi.

Zemin etkisinden dolayı hasar oluşum oranlarının nasıl değiştiği grafiklerle anlatan Doç. Dr. Eyübhan Avcı, 6 Şubat’tan sonra 11 ilde araştırmalarda bulunduklarını zeminin kötü olduğu yerlerde en ağır hasarın oluştuğunu söyledi. Sıvılaşma etkisi ve yumuşak zemin etkisinin yapıya gelen deprem şiddetini 3 kat – 5 kat arttırdığını ifade eden Doç. Dr. Avcı, bunun da daha fazla yapının hasar görmesine neden olduğunu aktardı.

Depreme hazırlık için 3 kıstas olduğunu belirten Doç. Dr. Avcı, “Birinci kıstas fay hatları üstüne ev yapmamak, ikinci kıstas zemin özelliklerini iyi analiz etmek, üçüncü kıstas da yapıyı düzgün bir şekilde tasarlamak. Sıvılaşma alanlarına yapı yapılamaz diye bir şey yok. Düzgün tasarım ve iyi mühendislik hizmeti ili bu çözülebilir. Kahramanmaraş Depremlerinde en ağır kayıplar Hatay ve Adıyaman’da oldu. Bunun nedeni alüvyon zemin, sıvılaşma hasarı arttırdı” diye konuştu.

Altyapı ve metro gibi sistemlerin sıvılaşmayı ön görerek yapılması gerektiğini belirten Avcı, en kritik sistemlerin yollar olduğunu ve Bursa’nın da bu riski taşıdığına dikkat çekti.

ZEMİN BÜYÜTMESİ DİKKATE ALINMALI

Yumuşak zeminler ile ilgili yaşanan sorunu aktaran Doç. Dr. Eyübhan Avcı, şunları söyledi:

“Yumuşak zeminin bazen net olarak değerlendiremiyoruz. Taşıma gücü, oturma ve sıvılaşma olarak zemini değerlendiriyoruz. Bir problem varsa iyileştirme yapıyoruz ama zemin büyütmesini dikkate almadığımız için zemin büyütmesi için hiçbir iyileştirme yöntemi önermiyoruz.  Zemin büyütme etkisi varsa muhakkak orada ciddi bir iyileştirme yapılıp büyütme etkisinin azaltılması gerekiyor ki üst yapıya fazla yük binmesin. Bu deprem yönetmeliğine eklenerek detaylandırılması gereken çok önemli bir husus. Yaşadığımız deprem bunu gösterdi. Yumuşak zeminde çok katlı yapı varsa rezonans oluşuyor. Bu nedenle yumuşak zeminlerde çok katlı yapı yapılmamasını öneriyoruz. Bodrum katlarda yapmanın deprem performansına önemli etkisi bulunuyor.

Avcı, sıvılaşabilir alanlarda göstermelik zemin iyileştirmenin olmaması için kamu denetimin önemine dikkat çekti.

Bursa’da deprem durumunda sıkıntılı olan zemin özellikleri olduğunu dile getiren Doç. Dr. Eyübhan Avcı, kentin sıvılaşabilir ve yumuşak kil zeminine sahip olduğunun da altını çizdi.

 

YÖNETMELİKLER ZORLAŞIYOR AMA DEĞİŞMİYORUZ

Zeminin Dinamik Davranışı ve Zemin Büyütmesi sunumunu gerçekleştiren Doç. Dr. Kamil Bekir Şevket Durmaz, zemin ile ilgili Deprem Yönetmeliği’nde önemli düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, geoteknik mühendisliğinin öneminin anlaşılması gerektiğini kaydetti.

Zemin etüt raporlarının doğru yapılması ve yetkililerinin kontrollerinin tam anlamıyla gerçekleştirmeleri gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Durmaz, “Yönetmeliklerimiz zorlaşıyor ama biz değişmiyoruz. 6 ay sonra 6 Şubat’ı hızlıca unuttuk. Artık bizim etik ve ahlaki kısmını tartışıp bunu düzeltmemiz gerekli” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Melih Sürmeli de Ön Üretimli Binalarda Yenilikçi Kiriş-Kolon Birleşimlerini dünyadaki araştırmalar ve Türkiye’de yapılan çalışmalarla anlattı.

Panelin ardından İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Emrah Mutlu, Yönetim Kurulu üyeleri Gonca Hüyüklü ve Reyhan Loyan Dalkılınç akademisyenlere teşekkür ederek hediyelerini takdim etti.