kenan.sakalli @ usak.edu.tr

 

2030’da hele 2050 yılında iş piyasasında neler olacağı, nelerin değişeceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. Bugün doğan bir bebek 2050 yılında 30 yaşında olacak, liseye başlayan bir öğrencide üniversiteyi bitirmiş olarak 2030 yılında nerede olacak? Bugün herkes tarafından konuşulan Endüstri 4.0, robotların çalışacağı karanlık firmalar. Peki ne olacak gelecekte? Neler değişecek? Bizi neler bekliyor? Kumaş üretiminden eğitime kadar her şey değişecek. Bu yakın gelecekte, bu belirsizliğe neden olanlar nelerdi? Bunları değerlendirmeye başlayalım.

1880 döneminde buharın icadıyla yeni bir yola giren dünya, 90’lı yıllarda Internet’in hayatımıza girmesiyle bambaşka bir yolculuğa çıktı. Bu döneme kadar her şeyi bilen insan oğlu sürecin nereye gidebileceğini; bugün yaşanan gelişmelerin bu kadar kısa sürede nerelere gidebileceği konusunda çok fazla bilgi sahibi değildi. Bunun için 2000’lerde yaşanan Dot Com/teknoloji şirketlerinin borsalarda darmadağın olduğu yılları hatırlamalıyız. 20 yıl gibi bir sürede AI (Yapay Zekâ), Blockchain devrimini konuşmaya başladık. Bilgisayarı geliştiren insan teknolojinin bu kadar gelişeceği konusunda emin değildi. Bugün belirsizliğin, gelecekle alakalı öngörüde bulunmanın bu kadar belirsiz olduğu böyle bir dönemi hatırlamıyoruz. “Yönelim bozukluğu ve yaklaşan kıyamet duygusu teknolojik bozulmanın hızlanmasıyla daha da şiddetlenir” diyor Homo Sapiens’in yazarı Harari bu durumu özetleyen cümlesiyle. Önümüzdeki dönemde yeni yapının ortaya çıkaracağı şoklarla başa çıkabilmek çok kolay olmayacak gibi görülüyor.

Beyin tasarlamayı, yaşam kalitesini artırmayı ve belki kendi isteğimizle düşünceleri öldürmeyi öğreneceğiz. Ama sonuçlarının ne olacağını kimse bilmiyor. Bugüne kadar insan her zaman yaşamı kolaylaştıran araçları icat etti. Ancak yakın gelecekte, milyarlarca insanın ekonomik açıdan gereksiz hale geleceğine düşünürken, karşı görüşte uzun vadede otomasyonun herkes için yeni iş ve daha fazla refah üretmeye devam edeceğini savunuyorlar. Teknolojik gelişimle kendi ayağımıza mı sıktık?

Teknolojinin iş kaybı yaratacağı görüşü on dokuzuncu yüzyıla dayanıyor ve bugüne kadar hep kazanan biz olduk. Sanayi Devrimi’yle, her iş için bir makine ye kaybederken en az bir yeni iş karşımıza çıktı. Tarih boyunca, makineler fiziksel yetenekleriyle insanlara karşı kazanırken, insanlarda zihinsel gücüyle makinelere karşı muazzam bir üstünlük kazandı. Bu nedenle emek yoğun işler otomasyona dönünce, karşısında insanların sahip olduğu zihinsel becerileri gerektiren yeni işler ortaya çıktı: öğrenme, analiz, iletişim ve hepsinden önemlisi duygularla yaşamak. Ancak, AI/makine öğrenmesi ile şimdi insanın rolü tamamen performansa bağlı olarak değişiyor. Değişimin ana teması olan makine öğrenmesi insan duygularının anlaşılması da dahil olmak üzere, birçok imkânsız gibi görünen konuları kapsıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak eğitim nerede konumlanıyor? Bugünlerde eğitim ve gelecek konulu konuşmalarda aynı beden diliyle ve aşağıdaki soruları duyuyoruz:

Dünya nasıl değişti yetişmek imkânsız ve bu eğitim için ne anlama geliyor?Başarılı olmak için herkesin şimdi ne öğrenmesi gerekiyor?Tüm bunları nasıl öğrenmeliyiz?21. yüzyılda öğrenme,20. yüzyıl ve gerçekten neye benziyor?21. yüzyıl öğrenimi nasıl olacak?21. yüzyıl öğrenme yaklaşımı,Küresel sorunlar?

Bu soruların karşılığı günlük yaşamda öğrenme ve eğitimin rolleri de inanılmaz derecede değişmiştir. Dünyada da eğitimin nasıl olmasının tartışıldığı bir dönemde hepimiz için bir çıkış noktası olabilecek bir alan bulmamız gerekiyor. İşte burada iş dünyası tarafından aranan 21. yüzyıl becerileri karşımıza çıkıyor. 21. yüzyıl becerileri, bu kuşağın gelecekteki kariyer ve mesleklerinde başarılı olmak için kendilerini donatmaları gereken önemli yetenekler olarak kabul edilmiştir. 21. yüzyıl eğitiminin okullarda uygulanması, öğrenmenin dönüştürücü ve sürekli olduğu bir dönemde öğrencilerin eski modellerin önünde olabilmelerini sağlamak için etkili bir öğrenme çerçevesi sunar.

Büyüyünce, Bir İşin Olmayabilir.

Bunun dışında, 21. yüzyıl becerileri aynı anda hem işbirlikçi hem de rekabetçi olabilen bireyler inşa eder. Ayrıca bir öğrencinin çalışma hayatında karşılaşabileceği her duruma uyum göstermesi ve hep gelecek odaklı düşünmesini için yöntemler sunar, öğrenciye çeviklik kazandırarak güçlendirir.

Ayrıca, 21. yüzyıl eğitimi, güncel ve küresel meselelerle ilgili özgün ve geçerli öğrenme alanları oluşturur, öğrencilerin kritik anlarda problem çözme ve karar verme becerilerini kazanmalarını sağlar. Bu, öğrencilere gelecekteki girişimlerinde karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkabilme inancını aşılar.

21. yüzyıl becerileri günümüz öğrencilerinin Bilgi Çağında kariyerlerinde başarılı olmalarını sağlayacak, 3 kategoride “Öğrenme Becerileri, Okuryazarlık Becerileri, Yaşam Becerileri” ni kapsayan 12 Beceriden oluşmaktadır: 

Kritik düşünceYaratıcılıkİşbirliğiİletişimBilgi okuryazarlığıMedya okuryazarlığıTeknoloji okuryazarlığıEsneklikLiderlikGirişimcilikVerimlilikSosyal beceriler

Bu beceriler, öğrencilerin yukarıda anlatılan yapay zekâ devrimi ile ortaya çıkacak olan yeni dünya düzeni içerisinde zihinsel güçlülük için çıkılan yolculukta çocuklarımızın sahip olması gereken olmazsa olmaz davranışlardan oluşmaktadır. Her beceri, bugünün ve geleceğin dijitalleşen dünyasında öğrencilere sağlayacağı destek ve katkı açısından benzersizdir, ancak hepsinin ortak bir niteliği vardır.

21. yüzyıl becerilerine neyin dahil olduğuna, öğrencilere nasıl yardımcı olduklarına ve neden bu kadar önemli olduklarına dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu becerilerin nasıl kazanılabileceğini sonraki yazılarda paylaşmaya devam edeceğim.

Kaynakça :

Harari, Y.N., (2018). 21 Lessons for the 21st Century, Penguin Random House.

Trilling, B., and Fadel, C., (2009) 21st Century Skills Learning for Life in Our Times, Jossey-Bass.