ermanaydingun @ hotmail.com

Evet 11 Mart 2020 günü başladığımız, çok büyük sıkıntılar yaşadığımız Covid-19 salgın hastalığı günlerini artık iyiye gidiyoruz, herşey eskisi kadar olmasa da normalleşmeye başlayacak vs.. derken, ne yazık ki bugünlerde işler yine pek iyi gitmemeye başladı. Günlük tespit edilen vaka sayıları yapılan günlük toplam test sayısına oranlandığındaki değerler bir anda korkutucu derecede artmaya başladı. Ne yazık ki, yeni görülmeye başlayan vakaların yoğunlaştığı kentlerin başında Bursa’ yı da üzülerek görmekteyiz. Peki ne oldu da bu hale geldik? Ne mi olduk, kontrolsüz şekilde normalleşmeye başladık, hem de süreci ve ülkeyi yönetenlerin hedeflediği “Yeni Normal” şeklinde filan değil, sanki yeryüzünde böylesi bir küresel salgın yaratacak virüs illeti hiç olmamışçasına, anormalce normalleşmeye başladık.

 

Pazara gidiyorsunuz; satıcıların hiç birisinde ağız ve burunlarını kapatacak şekilde maske yok, eldiven veya el hijyeni zaten hak getire… Restaurant, kafe, kıraathane gibi mekanlar tıklım tıklım dolu ve o yetkililerin ve Bilim Kurulu üyelerinin dediği gibi; masalar arası 1,5 m mesafe, masalarda çapraz şekilde oturulacak gibi kuralların hiçbiri uygulanmıyor. Pazarlarda ve lokanta, kafe gibi bu işyerlerinde bu kurallara uyulmuyor da, uymadıkları için buralarda denetleme yapılıp cezai işlem uygulaması yapılmıyor mu? Yapılmıyor ki, buralardaki esnaf ve işletmeciler bu kadar rahat davranıyorlar ve hastalık ciddi anlamda yayılmaya devam ediyor.

Normalleşme süreci ile birlikte, hükümetin konut kredilerinde yapmış olduğu faiz indirimleri, vade süresi arttırımı gibi çalışmalarla birlikte, ne yazık ki kabullenmesek de, doğru bulmasak da; ülkemiz ekonomisinin lokomotifi haline dönüşmüş olan inşaat sektöründe de çok ciddi hareketlenmeler başladığını bugünlerde gözlemlemekteyiz. İnşaat sektöründeki bu hızlanma, ne yazık ki inşaat sektörü çalışanlarında da; İş Güvenliği Uzmanları olarak, çok da hoşumuza gitmeyen hızlanmayı ve bu hızlanmayla birlikte kontrolsüzlüğü beraberinde getirmekte. İnşaat şantiyelerinde bugünlerde yaptığımız saha denetimlerinde çok da hoşumuza gitmeyen uygunsuz çalışma şekillerini görmeye başladık.

Çalışanlarda üretimin hızlı yapılması, işveren veya işveren vekillerince çalışanların hızlı çalışmaya zorlanması kaçınılmaz iş kazalarına davetiye çıkartmaktadır ne yazık ki.. Tüm sektörlerde, yapılan tüm işlerde İş Güvenliğinin en az üretim kadar önemli olduğu gerçeği kesinlikle gözardı edilmemeli. İş güvenliği kurallarına yeteri kadar uyulmadığı için olabilecek iş kazaları neticesinde; kazalanan çalışan, onun yakınları, işverenin yaşadığı problemler ve katlandığı ekonomik sıkıntıların, olası iş kazalarının ülke ekonomisinde neden olduğu olumsuz etkiler birlikte irdelendiğinde, önce iş güvenliği tedbirlerinin tam olarak alınmasının ve sonrasında çalışmaların yapılması konusunun hayati derecede önemli olduğunun bilince varılacaktır. Bunun ülkemizde artık, iş güvenliği kültürünün toplumumuzda yerleşmesiyle birlikte mümkün olabileceğinin farkına varılmalıdır.

Saha denetimlerimizde şimdilerde, yıllardır uğraştığımız yüksekte güvenli çalışmaya yönelik olması gereken kurallara uyuluyor mu uyulmuyor mu, baret takılıyor mu, korkuluklar var mı, … gibi İş Güvenliği kurallarına yönelik rutin denetimlerin yanında maske takılmasına ve hijyen kurallarına dikkat ediliyor mu diye kontrollere de başlamış durumdayız. Heee, peki sahada çalışanlarda salgın hastalığa yakalanmamak için tedbirlere uyum konusu ne durumda diyecek olursanız: durum gerçekten de çok vahim. Neredeyse öğle yemeklerine giderken bile ellerine yıkamayan çalışanlar, kesinlikle maske takmayan ve siz maske ile şantiyede dolaştığınızda kim bu adam, uzaydan mı gelmiş der gibi bakanlar…

Bir de yıllardır yurdum çalışanlarında baretle ilgili yazın sıcak, kışın soğuk ondan takmıyoruz da olduğu gibi, şimdilerde de maske için; “çok sıcak şefim, çok bunaltıyor bu maske bizi” bahaneleri havalarda uçuyor. Hastalığa yakalanması durumunda; hastanede yoğun bakımda veya entübe hale geldiğinde katlanmak zorunda kalacağı maske ve boruların kendisine çok daha büyük eziyet edeceği gerçeğiyle kesinlikle yüzleşmek istemiyorlar.

Bana birşey olmaz mantığındaki güzel yurdumun güzel insanları, aşağıya indiklerinde kendilerini tehlikeli çalışıyorsunuz arkadaşlar, tedbirlerinizi şu şekilde almalısınız şeklinde kendilerini uyarabilmemiz adına, aşağıdan fotoğraflarını çektiğimizi farkettiklerinde, gayet doğal bir biçimde poz verebildikleri sürece, ülkemize iş kazalarını ve salgın hastalık yayılmalarını kontrol altına alabilmemiz ne yazık ki çok da kolay olacakmış gibi gözükmüyor. Her birey kendi canını herkesten önce düşünmeli ve korumalıdır.


Dilerim ki, artık insanlarımızda biraz bilinçlenme olur, hem iş güvenliği kuralları, hem de salgın hastalıktan korunma için uyulması gerekli hijyen-sosyal mesafe- maske kullanma kurallarına uyulmaya başlanır ve herşey çok daha güzel ve sağlıklı olur. Lütfen unutmayın, herşeyden önce, İŞ GÜVENLİĞİ gelir.
İş kazasız, güzel günlerde sağlıkla kalın…