kenan.sakalli @ usak.edu.tr

Günümüzde her anne baba çocuğunun iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyor. Bu gelecek kaygısını ortadan kaldıracakta kariyerli meslek sahibi olmak. Herkesin dilinle olan kariyerli meslek!
Kariyerli meslek sahibi olmak için ne yapmalıyız? İyi bir eğitim mi almak mı, yani iyi bir üniversite eğitimi almak mı gerekiyor?
Aileler, çocuklar ve gençlerin bir bölümü de haklı olarak bu pencereden bakarak iyi bir koleje giderek ardından iyi bir üniversite eğitimi alarak hedeflerine ulaşmayı istiyorlar. Bazıları devamında yüksek lisans ve doktora eğitimi ile eğitimlerini taçlandırmak arzusundalar. Tüm bu yoğun çalışmaların temelinde iyi bir meslek yani iyi bir gelecek sahibi olmak. Peki aileler nasıl düşünüyor, meslek seçimi ile ilgili kararları hangi gerekçelere dayandırıyorlar. Her ebeveyn çocuğunun geleceğinden endişe duymak istemiyor. Bu doğrultuda çocuklarının derece yapmalarını, en iyi üniversitelerde eğitim almasını arzuluyor. Tüm kaynaklarını ve zamanlarını bu amaç için kullanıyorlar. Pek çok gençte ailelerinin istedikleri doğrultuda odaklanmışlar. Var yok o sınavda başarılı olarak istenilen bölümü kazanmak.
Burada kilit iki soru öne çıkıyor.
Bu nasıl başaracağız?
Gerçekten ne istediğimizi biliyor muyuz?
Hedefe kilitlenmişiz ama bu bizim gerçek isteğimiz mi?
Her genç üniversiteye gitmesi için teşvik edilmemeli. Yaşantımızdaki değişimler, Z kuşağının yeni hayat tarzı, toplumsal bakış üniversite eğitim almanın hayat yolculuğunda önemli bir destek aracı olduğu düşüncesinin yaygınlaşmasına neden oldu.
Evinizde musluk, elektrik, mobilya vb. arızalarını giderecek uzman bulabiliyor musunuz. Gelir değerlendirilmesi yapıldığında bu meslek mensuplarının üniversite mezunundan daha fazla para kazanabileceklerini unutmamak gerek. Bu duruma nasıl geldik; meslek kelimelerinin sonu çiftÇİ, elektrikÇİ, suCU, bilgisiyarCI, tamirCİ, “Çİ, CU, CI, Cİ…” ile biten meslekler basit algılanan mesleklere dönüşmüş. Korona günlerinde evimizde 3 saat internetinizin olmadığını, musluğunuzun suyunu durduramadığınızı, aracınızın yolda kaldığını bir düşünün. Sadece BankaCIlar güzel giyimleri, masa başı görevleri nedeniyle olsa gerek durumu kurtarıyorlar.
Bu meslekleri güçlü eğitimlerle içerik oluşturup yapmaya başlasak meslekler bankacılar gibi saygınlık kazanacak. Bir Almanya seyahatimde çiftlik ziyaretinde bulunmuştuk. 100 sağmal ineğe sahip olan çiftlikte sadece sahibi olan karı koca çalışıyordu. Çiftliğe Ferrari marka otomobilleri ile geliyor, tulumlarını giyip işe başlıyorlardı. Gün sonunda duşlarını alıp güzel kıyafetlerini giyip akşam yemeği için dostları ile buluşup sosyal yaşantılarını aktif bir şekilde sürdürüyorlardı. Yılda ortalama 3 kez ülke dışında tatil yapıyorlar. Hayat standartları çok yüksek. Bizde bu mesleği yapanlara “Çiftçi ya da Çoban” diyoruz.
Korona döneminde çoğu insan sanıyorum bu mesleklerden bazılarını “kargocu, kuryeci, çiftçi, vb.” o kadar değerli gördü ki; bakış açısındaki tavırlar meslekleri pozitif yöne götürecektir.
Eğer işinizi severseniz, üst seviyede yaparsanız toplumdaki tavrı olumlu hale dönüştürebilirsiniz. Üniversitede alanı olmayan bir mesleki beceriniz varsa üniversite diploması sahibi olamamak sizi utandırmamalı.
Üniversite eğitimi alan gençlerimizin sorunu da kariyer planlama. Sadece sınavı kazanıp, eğitimi tamamlayarak diplomayı almak meslek sahibi olmamızı ve geleceğimizi garanti altına almamıza yetmiyor. Bugün genç işsizlik oranının %24’ler düzeyinde olduğunu TUİK verileri ile görüyoruz. Kısa zaman dilimi içerisinde bugün çok hızlı giriş yaptığımız dijital dünya, nesnelerin interneti, blockchain, pandemi gibi gelişmeler gelecekte kariyer sorununu daha da büyütecek gibi görünüyor.
Sonraki yazımızda kariyer planlama ve 21.yy. yetkinlikleri ile gelecek kaygısını ele almaya devam edeceğiz.