kyeken @ yahoo.com

“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!” demiş ya milli şairimiz Mehmet Akif, gerçekten bu vatan bir cennet. İzmir ve yakın çevresi turu yaptım. Tek kelimeyle muhteşem bir doğası var. Sığacık’tan mı bahsetsem yoksa Balıklıova’dan mı dem vursam, Foça’yı mı methetsem, Özbek köyünü mü?

Bilemedim.

Velhasıl kelam bu vatan bir cennet!

Bu cennet vatanın bizim olmasında ve bizim kalmasında canlarını ortaya koyan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Cepheden cepheye ateş tokuşturan bir geçmişten, seyir halindeki arabadan arabaya – hem de başkalarının yaşamlarını tehlikeye atarak –  bira tokuşturan bir zamana gelmişiz.

Bilemedim.

Yazık, çok yazık…

Kuşakları X,Y,Z diye ayırıyorlar ya, bunu anlamıyorum. İnsanlar kendilerini tanımlayamadıkları için mi bu çok bilinmezli denklem simgelerini kullanıyorlar? Bu kadar mı yabancı olur kendisine insanlık? Bu kadar mı sıradan, tarif edilebilir, normlandırılabilir ve sınırlara hapsedilmiş?

Bilemedim.

Zamanın birinde çok zeki ve meraklı iki kardeş varmış. Anne-babaları sordukları sorular karşısında çaresiz kalıyormuş. Bir gün babaları çocukları o bölgenin bilgesine götürmeye karar vermiş. Bilgeye gitmişler. Çocuklar sormuş, bilge cevaplamış. Çocuklar mutlu, ana-baba mutluymuş. Derken çocuklar her sorduklarına cevap alınca sıkılmışlar. İçlerinden biri demiş ki; “Şimdi bilgeye öyle bir soru soracağım ki asla bilemeyecek. Diyeceğim ki; “Avucumda bir kelebek var. Sağ mı, ölü mü?” Eğer sağ derse üzerine bastırıp kelebeği öldüreceğim, ölü derse kelebeği salıvereceğim. Böylece her durumda bilge yanlış cevap vermiş olacak. Hemen kelebek sorusunu sormuşlar. Bilge gayet rahatlıkla cevap vermiş. “Senin elinde yavrum, senin elinde!”

Son söz;  Doğru düşünüş insanı doğru davranışa götürür. Sokrates

kyeken@yahoo.com